Ne İşe Yarar Bu Hocalar?

Memlekete Faydaları Ne?

Çağ, seküler aklın tahakkümü altında. Hayat, sadece görülenle, tartılanla, ölçülenle tanımlanıyor artık.

Varsa yoksa dünya. Ölçü bu olunca da; camide hutbe okuyan bir imam, kürsüde hakikat konuşan bir âlim, bir gençlik grubuna ‘namus’ nedir anlatan bir hoca... Hepsi birer israf, birer yük, birer ‘kolonya kadar faydası olmayan’ figür haline getirilmeye çalışılıyor belli zümrelerce.

Ne kadar yazık!

Oysa sormak lazım bu bedbaht zihniyete:

Madde bağımlısı bir gencin, bir sohbet halkasında gözyaşı dökerek bağımlılığı bıraktığı ana şahid olmuşluğunuz var mı hayatınızda?

Veya bir hırsızın, bir ayet duyduktan sonra titreyerek helallik dilediğini görmüşlüğünüz var mı canlı kanlı?

Siz hiç bir gencin, Allah korkusunu duyduktan sonra artık sineği bile incitmekten imtina ettiği hali müşahede ettiniz mi ömrünüz boyunca?

Müslümanlar gördü bunları ve çok daha fazlasını. Hem de defalarca.

Sizin gözünüzde 'kolonya' kadar olamayan hocalar, toplumun en karanlık köşelerine umut taşıyorlar yıllardır.

Sizin ‘ne faydaları var bu ülkeye’ diye hor gördüğünüz o zatlar, mahallenin bıçkın delikanlısını sabah namazına kaldıran manevi kabiliyete sahipler kabul etmek istemesenizde.

Annesine isyan eden evlada “Cennet annenin ayakları altındadır” diyerek onu secdeye yaklaştıran fedailerdir onlar.

Kardeşine kin kusan yüreklere “arayı düzeltin” ayetini hatırlatıp yürekleri yumuşatan ara buluculardır.

Bugün bir hocanın sohbetinde imanla tanışan bir çocuk, yarın bir kadına el kaldırmayacak bir eş olarak yeşeriyor toplumda.

Bugün tesettürün kıymetini öğrenen bir genç kız, yarın hayâsıyla bu toplumu ayakta tutan bir sütun oluyor cemiyet için.

Evet, çok küçük bir kısmını buraya yazdığım daha nice vazifeleri îfâ ediyorlar mesai mefhumu bilmeden ve dünyevî menfaat gözetmeden.

Sizin nice külfeti kurumlar ve yüzey kaplamaktan öteye gidemeyen koca koca binalarınızla yapamadığınız nice hizmetleri ifa ediyorlar toplum için.

Sizlerin rehabilitasyon merkezlerinizle, modern psikiyatrinizle ulaşıp onaramadığınız, onarıp donatamadığınız nice gönülleri imar ediyorlar bir kaneviçeyi titizce işlercesine...

Tüm bunlar sizin istatistik tablolarınıza, veri analizlerinize, kalkınma raporlarınıza yazılmıyor olabilir. Ama Allah katında yazılıyor. Hem de altın harflerle.

Her yıl yüzlerce cinayet işlenirken, kaç tanesi bir vaazın ardından engellendi acaba? Araştıracak mısınız?

Kaç genç intihardan döndü bir hoca nasihat etti diye?

Kaç yuva kurtuldu, kaç evladın kalbi anne babasına ısındı yapılan vaazlar ve kurulan ilim meclisleri vesilesiyle...

Tüm bunların farkına varmanız için ideolojik körlüğünüzden kurtulmanız yeterli olacaktır fazlasıyla...

Bugün ülkede emniyet güçlerinin, psikologların, doktorların baş edemediği nice ruh yarasına, bir hoca iki ayetle merhem oluyorsa, bu adam bu millete “kolonya” değil, ilaçtır kardeşim... Hem de reçetesiz, bedelsiz, samimiyetle verilen bir ilaç!

Velhasıl...

Seküler akıl o kadar körelmiş ki faydayı sadece inşa edilen bina, basılan para, taşınan beton, yapılan yol zannediyor.

Oysa bir kalbi Allah’a bağlayan yol, on tane otoyoldan daha kıymetlidir.

Bir gencin göğsüne yerleştirilen Allah korkusu, bin tane güvenlik kamerasından daha etkilidir.

Ve evet, hocalar bu ülkeye bir kolonya değil, bir rahmettir.

Ama siz önce burnunuzdaki seküler kibri silin ki o rahmeti koklayabilesiniz.